Kayıtlar

ŞEYTAN İNSANLARI NEDEN SAPTIRMAYA ÇALIŞIYOR?

Adeta , kendi açısından “ Biz bu kadar zamandır sana ibadet ediyoruz, yirmi bin küsur senedir kainatın her yerinde sana kulluk ettik, ne gerek vardı şimdi böyle bir varlığa?” diye hayıflandı ve kıskanıp endişelendi. Kendisinden daha üstün bir kul cinsi, yeryüzünde Allah adına hüküm sürecek bir halife mi geliyor? diye korkuya kapıldı. Allah’ın emri ile bütün melekler Adem’e secde etti fakat şeytan, topraktan yaratıldı diye insanı küçümseyip, kendisi kibirlenerek secde etmedi. Bu yüzden Allah’ın huzurundan kovuldu. Kovulmayı kendine yediremeyince, gerekçesinde haklı olduğunu ispat etmek ve insanları nasıl saptıracağını ve Allah'tan uzaklaştıracağını gösterebilmek için izin ve mühlet istedi. Yeryüzündeki inkarcıların inkarlarının ve zulümlerinin son noktasına nasıl varabileceklerinin en somut örneği olmak görevini kendisine yüklemiş oldu. Allah'a giden tüm yolların üzerinde oturup sayısız ve sınırsız oyunlarını oynamaya

MÜSLÜMAN COĞRAFYALARDA DOĞMAYAN VEYA İSLAM İLE TANIŞMAMIŞ OLANLARIN SUÇU NE?

Başka toplulukların sınavı seni neden ilgilendiriyor? Bu senin merhametinden kaynaklanan bir soru mu? Allah'ın senden daha az merhametli olduğunu mu düşünüyorsun? Allah'ın onlara gözü kapalı ve adaletsiz olacağını mı düşünüyorsun? Yaratıcının nüansları fark edemeyeceğini mi düşünüyorsun? Bunu beceremez mi sence? Yarattıklarına kendisi hakkında bilgi gidip gitmediğinden  haberi yok mudur? Ne düzeyde bilgi sahibi olduklarını bilmiyor mudur? Kullarının hepsine sıradan ve standart muamele edeceğini aralarında fark gözetmeyeceğini mi iddia ediyorsun? Anlatmadığı dersten ve öğretmediği kitaptan sınav yapıp, geçemeyenlere de ceza verecek midir sence? Herkesi, içinde bulunduğu şartlara göre değerlendirme yeteneği  yok mudur sence? Azabın “inkar”cılara olduğunu bilmiyor musun? “ İnkar”ın anlamının ise öğrendikten ve anladıktan sonra yok varsaymak ve muhatap olmamak, üzerini örtüp gizlemeye çalışmak olduğunu bilmiyor musun? Öğretilmemiş ve anlatıl

ALLAH NEDEN BİR TANE? DAHA FAZLA OLSA DAHA İYİ OLMAZ MIYDI?

Eğer iki veya daha fazla olsaydılar hangisinin gücü fazla olurdu da öbürüne güç yetirirdi? Hangisinin sözüne uyardık ta ona göre yaşardık? Her birinin görevi ayrı olup birbirlerine karışmasınlar mı? O zaman herşeye güç yetiremiyorlar, sadece kendi alanlarında söz sahibi oldukları için akılları, güçleri ve yetenekleri o alanda geçerli olduğu için görev paylaşımı yapmış olmazlar mıydı? Yok hepsinin her şeye gücü yetiyor olsa ve birbirlerine de üstünlükleri olmasa birden fazla olmalarına ne gerek olurdu? Yok, sırayla iş görüyorlar, bir zaman sonra görev değiş tokuşu yapıyorlar, adeta nöbet değişimi yapıyor olsaydılar, yaratılmışlardan ne farkları olurdu ki? Her şeye gücü yetmeyen bir varlık mı ki ikincisi ve üçüncüsü de gerekli olsun? Herşeye gücü yeten bir varlığın ikinciye, üçüncüye, yardımcıya,  eş ve çocuklara neden ihtiyacı olsun ki? Sayıları çok olunca ne işe yarayacak ki?

ALLAH'I KİM YARATTI?

  Allah'ı başka bir varlığın yarattığını varsayalım... Aslında varsaymayı bile pek te kabul etmiyor ve O'nu başka bir varlığın yarattığına da inanmıyorsun, içinde hemen red cevabı da belirdi, “ Öyle şey olmayacağını kendim de biliyorum, yaratıcının yaratıcısı olamaz ki zaten. Ama bu soruyu sormaktan kendimi alamıyorum.” diyorsun ya; zararı yok, biz Allah'ı da birisinin yarattığı varsayımı üzerinden yürümeye devam edebiliriz... Allah'ı yaratan üst varlık, başka Allah ya da Allah'lar da yaratır mıydı? O varlık, diğer Allah'ı ve Allah'lar'ı neden yaratma gereği duymuş olurdu? Herşeye gücü yetiyorsa, yaratmakla yorulmuyorsa ve hiçbir şekilde güç kaybetmiyorsa herşeyi eksiksiz ve mükemmel yaratıyorsa kusursuz bir düzeni tek başına sürdürüyorsa bu kadar büyük güce ve en büyük güce sahipse yaratma işleri için neden başka yaratıcılar da yaratması gerekiyor olurdu? Eğer Allah'ı yaratan bir başka varlık olsaydı yani

ALLAH BİZİ YAKMAYA NEDEN BU KADAR İSTEKLİ?

  O kadar istekli olduğunu ve önüne geleni cehenneme atacağını kastediyorsun herhalde, En ufak bir hatanın ateşle sonlanacağını düşünüyorsun herhalde. Bu sonuca kendin mi ulaştın? Yoksa çevrendeki şuursuzların küçük yaştan beri bizleri düşüncesizce korkutmalarıyla mı zihninde yer etti? Geriye dönük olarak sorguladın mı hiç? Yaratıcı gerçekte ne diyor? diye merak ettin mi? Yüz kısım merhametinin 99'unu ahirete sakladığını duymadın mı hiç? Peygamberlerin önce “müjdeleyici”, sonra “korkutucu” olduğunu duymadın mı hiç? Kalbinde zerre kadar iman olanın cennete gireceğini duymadın mı? Yarım hurma ile bile olsa ateşten kurtulmanın mümkün olduğunu duymadın mı? Doksan dokuz kişiyi öldürmüş olanın bile affedilebildiğini duymadın mı? İmanına sahip çık, eskilerin safsatalarını şeytanın tekrarlamasına izin verme! Onlar gibi şuursuz olma! İnsanları bile yakından tanımaya çalışıyorsun da Yaratıcını neden gerçekten tanımaya çalışmıyorsun? “ R

ALLAH'LA KUL ARASINA NEDEN GİRİYORLAR?

  Kim giriyor? Tarikat şeyhleri, hocalar, hacılar mı? Yoksa peygamberler mi? Ne yapıyorlar peki? Nasıl engelliyorlar Allah'a ulaşmayı? İnsanların uyması gereken “doğru yol” üzerine oturup onları şaşırtıyorlar, yanlışlar ve yalanlar anlatıp kandırıyorlar mı? Maddi ve manevi olarak insanları mı sömürüyorlar? Mallarına ve bedenlerine tecavüz ediyorlar ve onların sırtından geçinip zengin mi oluyorlar? Peki bizler hiçbir arayüz kullanmadan Allah'a direkt bağlanabiliyor muyuz? Herşeyi kendimiz download edebiliyor muyuz? Hepimize ayrı ayrı vahiy geliyor mu? Gelecek mi? Ne yapılmalı o halde? Neyi nasıl yapacağımızı, nereden ve nasıl öğrenmeliyiz? Melekler mi gelmeli ve öğretmeliydi bize? İyi de, acıkmayan, susamayan, tuvalet ihtiyacı olmayan, uyku hissetmeyen varlıklar bizimle nasıl empati kurabilirlerdi ki? Olsun yine de gelsinler ve hepimize öğretsinler miydi? Öyle de oldu zaten... Ama hepsi gelmedi ve hepimize de tek tek öğretmediler.

ALLAH EGOİST Mİ? NEDEN İBADET İSTİYOR?

  Egonun tatmini ciddiyetsizlik değil midir ve her şeyi yaratan bir varlık için düşünülebilir mi? Ego tatmin etmek amaçlı hareket edenler aşağılık kompleksi sahibi ve eksikli varlıklar değil midir? Yaratıcıda böylesi eksiklikler ve sakatlıklar olabilir mi? Eksik ve yanlışları olan bir varlık, yaratıcı olabilir mi? Onun yaratmasını, “egoistlik” gibi insanlara ait kavramların rehberliğinde mi sorgulamamız gerekiyor? Anne karnında geliştirsin, çıkınca havası, güneşi, suyu, yiyeceği, sütü hazır olsun, bir çağırmasıyla tüm bakıcıları etrafına toplanıversin ama bunları yaratana da egoist densin! Yaratmanın ve yaratılanların, bizim algı boyutlarımızın dışında farklı sebepleri olabilemez mi? İbadet denen düşünce ve davranışların  O'na bir faydası olsaydı egoistlikten bahsederdik belki. Oysa tam tersine O, asıl egoistlerin bizler olmamızı istiyor sanki. Siz bana “bir” verin, en az “on, yüz, yedi yüz veya sınırsız katlarıyla” ben size geri v

DİNLERE VE PEYGAMBERLERE NE GEREK VAR? AKIL VE BİLİM YETMEZ Mİ?

  Bildiğimizi zannettiğimiz şeylerin bir zaman sonra, aslında bildiğimiz gibi olmadığı ortaya çıkmıyor mu? Geçmişte anne sütünü yasaklayan  ve hazır mamalara yönlendirenler   kimlerdi? Kolesterolü yükseltiyor deyip yumurtayı kötüleyenler kimlerdi? 2006'ya kadar “Plüton” gezegendi de,  sonra neden gezegenlikten aforoz edildi? Bebek ve çocuklara yapılan aşıların  ileri yaşlardaki zararlarından şüphelenenler de  bilim adamları değil mi? Anadolu köylüsü müydü bunları söyleyen veya yapan? Laboratuarlarda, koca koca fakülte binalarında beyaz önlüklerle dolaşan, akıllarıyla ve deneyleriyle bilim üretenler değil miydi bu insanlar? Bilimi bizim önümüze tapılması gereken bir put olarak koyup, o putun arkasında, her çeşit bilgi kırıntısını ticari metâ haline getirmediler mi? Bizler değişken ve çoğu kere de yanlış veya eksik olan bilgiye değil de mutlak doğru ve değişmez olana ulaşabilmek için aklın ve bilimin keşfetmesini mi bekleyelim? Bilimin keş

KAFİRLERE SONSUZ AZAP HAKSIZLIK DEĞİL Mİ?

Ne kadarlık bir süre daha uygun olurdu sence? Dünya'da yaşadıkları kadar mı? İnkarda kaldıkları süre kadar mı? Yoksa sadece cennetten mahrum kalsınlar ama cehenneme de girmesinler mi ? Eğer insanlar yaşadığı kadar ceza çekecek olsalardı hiçbir zaman sonsuz cehennem olmasaydı, “ Ne olacak ki, yaşadığım kadar ya da belli bir süre yanarım sonunda nasıl olsa cennet yok mu? Cennet olmasa da cehennem veya benzeri bir ceza da yok” demezler miydi? Suç ve karşılığı “ceza cetvelleri” olurdu, oradan seçer seçer suç işlerdik belki de. Aslında modern hukukta böyle karşılıklar mevcut, değil mi? Suçun karşılığı olan ceza şu kadar, şu şekilde vs. diye... Bunlarda ceza, suçun içinde işlendiği zaman kesiti kadar mı veriliyor? Ceza fiiliyata göre mi, sonuca göre mi belirleniyor? Suçun özelliğine göre mi veriliyor? Saniyeler içinde insanı öldürüveren katilin cezası saniyelik midir? Hırsızın cezası 10-15 dakikalık mıdır? Suçun oluşturduğu sonuçlar sonsuz